Atalarımızın dediği gibi, “Aslan yattığı yerden belli olur.” İşte piknik alanları da insanların doğaya ve çevreye olan tutumlarını açıkça gösteren yerlerden biridir. Ancak ne yazık ki, son zamanlarda giderek artan bir şekilde piknik alanlarında çöplerin terkedildiğini görmekteyiz. Bu durum sadece çevreye değil, aynı zamanda insanların görgü ve sorumluluk anlayışına da zarar vermektedir.
Hafta sonu piknik için gittiğimiz alanlarda karşılaştığımız manzaralar gerçekten içler acısıydı. İnsanlar piknik yapmış olmanın keyfini sürerken, çevreye duyarsız bir şekilde çöplerini ağaçların altına ya da etrafa saçarak terk ediyorlardı. Bu davranışlar, sadece çevreye zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda başkalarının piknik deneyimini de olumsuz etkiliyor.
Kahramanmaraşlı olarak, bu tür davranışların bize yakışmadığını düşünüyorum. Doğa ve çevre konusunda duyarlı olmamız gerekiyor. Piknik yaparken, çevremizi temiz tutmalı ve çöplerimizi uygun şekilde bertaraf etmeliyiz. Bunun için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekmektedir.
Çevre kirliliği sadece estetik bir sorun değildir. Aynı zamanda ekosistemi ve doğal dengeyi de olumsuz etkiler. Piknik alanlarında bırakılan çöpler, hem doğadaki canlıları hem de insanları olumsuz etkileyebilir. Özellikle piknik alanlarında çöplerin toplanması ve düzenli olarak temizlenmesi, çevre koruma ve doğa bilinci açısından önemlidir.
Piknik yaparken, lütfen çöplerimizi çöp poşetlerine bırakalım ve çöp konteynerlerine yerleştirelim. Bu küçük ama önemli adım, çevremizi temiz tutmamıza ve doğayı korumamıza yardımcı olacaktır. Unutmayalım ki, temizlik herkesin sorumluluğudur ve birlikte hareket ederek daha temiz bir çevre oluşturabiliriz.
Gelecek nesillere temiz ve sağlıklı bir çevre bırakabilmek için hepimizin üzerimize düşen görevleri yerine getirmemiz gerekmektedir. Bu nedenle, piknik yaparken çevremize ve doğaya karşı duyarlı olalım, temizlik ve çevre koruma bilincimizi her zaman canlı tutalım.
Unutmayalım ki, temizlik ve çevre koruma sadece birer eylem değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Haydi, hep birlikte doğayı koruyalım ve piknik alanlarını temiz tutalım!
Göksun Belediye Başkanı Selim Cüce, göreve geldiği günden itibaren halkının yanında olma ve onların yaşam kalitesini artırmaya yönelik çabalarını kararlılıkla sürdürüyor. Son olarak, belediyenin hizmet anlayışını daha insani ve duyarlı bir şekilde şekillendirmek amacıyla, ilginç ve anlamlı bir adım attı: Zabıta arabalarında ceza makbuzları yerine gül dağıtımı!
Bu yenilikçi yaklaşım, sadece cezalandırma değil, aynı zamanda toplumla daha pozitif bir ilişki kurma arzusunu da yansıtıyor. Başkan Cüce’nin ifadesiyle, “Zabıtanın arabasından çıkan şey, artık sadece ceza değil, gül olacak.” Bu adım, insanların günlük hayatlarında bir nebze olsun gülümsemelerine ve pozitif enerjiye sahip olmalarına katkı sağlayacak.
Ancak sadece sembolik jestlerle yetinmeyen Belediye Başkanı Cüce, daha da önemli bir adım atarak, ekonomik sıkıntılarla boğuşan vatandaşları desteklemek için somut çözümler öneriyor. İşyeri kirasını, elektrik ve su faturalarını ödeyemeyenlere yönelik olarak belediye tarafından sunulan yardım programı, belediyenin sadece sorunları tespit etmekle kalmayıp, aynı zamanda çözüm üretebilen bir kurum olduğunu gösteriyor.
Başkan Cüce’nin bu vizyoner yaklaşımı, Göksun’un sadece fiziksel açıdan değil, aynı zamanda ruhsal ve sosyal açıdan da daha yaşanabilir bir şehir olması yolunda önemli bir adımı temsil ediyor. Yerel yönetimlerin halkın ihtiyaçlarına duyarlılıkla yaklaşması, toplumun dayanışma ve yardımlaşma ruhunu canlandırarak, daha adil ve mutlu bir geleceğin temellerini atmaya yardımcı olur.
Göksun Belediyesi’nin bu insan odaklı ve yenilikçi yaklaşımı, diğer belediyelere de ilham kaynağı olabilir. Toplumun gerçek ihtiyaçlarına duyarlılıkla yaklaşmak ve çözüm üretmek, yöneticilerin en önemli görevlerinden biridir. Başkan Cüce’nin liderliğindeki Göksun Belediyesi, bu görevi başarıyla yerine getiriyor ve halkının takdirini kazanıyor. Umuyoruz ki, benzer adımlar diğer belediyeler tarafından da atılarak, Türkiye genelinde daha adil ve yaşanabilir bir toplumun inşasına katkı sağlanır.
Kahramanmaraş, uzun yıllardır Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) için kalesi konumundaydı. Ancak son seçimlerde, beklenmeyen bir sonuçla karşı karşıya kalındı. AKP’nin bu güçlü kalesindeki oy oranlarında yaşanan düşüş, partiyi ciddi şekilde endişelendirmiş durumda. Peki, bu düşüşün sebepleri nelerdir?
Öncelikle, seçim sonuçlarında etkili olan bir faktör, partinin aday tercihlerindeki hatalar oldu. Ehliyetsiz ve liyakatsiz kişilerin aday gösterilmesi, seçmen nezdinde güven kaybına yol açtı. Seçmen artık sadece parti kimliğine değil, adayların niteliklerine de önem veriyor. AKP’nin bu konuda yaptığı hatalar, oy kaybında etkili oldu.
Bunun yanı sıra, K. Maraş’ta yaşanan ekonomik ve sosyal sorunlar da seçmenin tercihlerini etkiledi. İşsizlik, enflasyon ve ekonomik belirsizlikler, seçmenin AKP’ye olan güvenini sarsan etkenler arasında yer aldı. Parti, bu sorunlara etkili çözümler üretemediği için seçmenin gözündeki değerini kaybetti.
Son olarak, partinin iç dinamiklerinde yaşanan sorunlar da seçim sonuçlarını etkiledi. Parti içindeki liyakatsiz atamalar ve yetki dağılımındaki dengesizlikler, AKP’nin yerelde de zayıflamasına neden oldu. Parti içi demokratik süreçlerin işlememesi, üyeler arasında huzursuzluğa ve bölünmelere yol açtı.
Kahramanmaraş’ta yaşanan bu sonuçlar, AKP için ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Parti, hatalarını gözden geçirerek, daha nitelikli adaylarla ve etkili politikalarla seçmenin karşısına çıkmalıdır. Aksi takdirde, kalesi olarak gördüğü illerde de benzer sorunlarla karşılaşabilir ve gücünü kaybedebilir.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan merkezli sarsan depremler, sadece bu şehirlerde değil, aynı zamanda yaralarını sarabilmek adına yoğun bir çaba harcayan Hatay’da da etkilerini gösterdi. Kahramanmaraşlı gazeteciler, bu iki şehri yerinde görmek üzere Hatay’a giderek, depremin izlerini takip etti.
Hatay, depremin yaralarını sarmak için hala zorlu bir mücadele veriyor. Enkaz kaldırma işlemleri ağır aksak devam ederken, binlerce ağır hasarlı bina hala yıkılmayı bekliyor. Vatandaşlar, işlerin yeterince hızlı ilerlemediğini, belirsizliklerin devam ettiğini ifade ederken, Hatay’da yaşanan sıkıntılar adeta bir isyan havası oluşturuyor.
Kahramanmaraş’ta ise işler daha planlı bir şekilde ilerliyor. Yıkılan binaların molozları temizlenirken, ağır hasarlı binaların çoğu tamamen yıkılmış durumda. Depremde zarar gören yerlere yeni binalar inşa ediliyor, kentteki yapılanma hızla devam ediyor.
TOKİ, Kahramanmaraş’ta hummalı bir çalışma yürütüyor. Binlerce konut inşa ediliyor ve Şubat ayından itibaren TOKİ konutlarının hak sahiplerine teslim edileceği öngörülüyor. Bu süreçte, Kahramanmaraşlı milletvekillerinin, Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör önderliğindeki ilçe belediyeleriyle uyumlu bir çalışmanın sonucu olarak gösteriliyor.
Bazı gazeteci arkadaşlar, Kahramanmaraş’ın 3-5 yılda toparlanacağını, ancak Hatay’ın toparlanmasının 15-20 yıl sürebileceğini belirtiyor. Bu durum, depremin etkileriyle mücadelede planlı ve hızlı bir şekilde ilerleyen bir şehir ile zorlu bir sürecin önünde olan diğer şehrin arasındaki kontrastı gözler önüne seriyor.
Her iki şehirde deprem sonrası yaşananlar, hem toplumsal bir dayanışma örneği sunuyor hem de afet yönetimi açısından farklı uygulamaların sonuçlarını gözler önüne seriyor. Umuyoruz ki, bu zorlu süreçlerden her iki şehir de daha güçlü bir şekilde çıkar ve vatandaşlar en kısa sürede normal yaşantılarına döner.
Türk tarihinde iz bırakan alimlerden biri olan Ahî Evran’ın “Ekmeği yiyene bak” sözleri, iş hayatında kaliteyi ve özveriyi simgeler. Bu öğüt, Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş’un siyasi kariyerindeki yükselişiyle örtüşüyor. Osman Okumuş, Ahi Evran’ın öğüdünden esinlenerek Kahramanmaraş’a yeni bir vizyon getirmeye hazırlanıyor.
Osman Okumuş’un Ahi Evran’dan aldığı ilham, Türkoğlu’nda gerçekleştirdiği projelerle somut bir şekilde ortaya çıkıyor. 20 yıl süresince Türkoğlu’na sayısız eser kazandıran Başkan Okumuş, sadece ilçe sınırları içinde değil, tüm Kahramanmaraş genelinde milyonların gönlünü kazanmış bir lider olarak öne çıkıyor.
Osman Okumuş’un Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı olması, şehrin kalkınması ve ilerlemesi için atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilmelidir. Başkan Okumuş’un “Kahramanmaraş’ta yapacak çok işimiz var, tam zamanı şimdi” sözleri, şehre olan bağlılığını ve sorumluluk duygusunu yansıtıyor.
Osman Okumuş, Beyoğlu ve Türkoğlu’nda gerçekleştirdiği başarılı projelerle bilinen bir isim. Ancak, onun hedefi sadece yerel değil, bölgesel ve ulusal çapta büyük işlere imza atmak. Başkan, Kahramanmaraş’ı sadece ayağa kaldırmakla kalmayıp, şaha kaldırmak için geldiğini ifade ediyor. Bu sözler, şehrin sadece kalkınmasını değil, zirveye taşınmasını amaçladığını gösteriyor.
Osman Okumuş’un adaylık sürecinde ortaya koyduğu projeler, kamu, yerel yönetim, iş dünyası, sivil toplum ve vatandaş iş birliğinin güçlendirilmesine odaklanıyor. “Kader birliği” ifadesi, şehirdeki herkesin ortak gelecekleri için elbirliğiyle çalışması gerektiğini vurguluyor.
Başkanın Sözleri:
Osman Okumuş’un “Her zorluğun altında bir kolaylık vardır” sözleri, kararlılığını ve inancını yansıtıyor. Başkan, 33 yaşında Beyoğlu Belde Belediye Başkanı olduğunda verdiği sözü tutmuş ve kalkınmayı yerelden başlatarak başarıya ulaşmıştır. Şimdi ise Kahramanmaraş’ı daha da ileriye taşıma zamanının geldiğini belirtiyor.
Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş’un Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı olması, şehrin geleceği adına umut vadeden bir adım olarak değerlendirilmelidir. Başkanın tecrübesi, vizyonu ve başarıları, onu şehrin genelini kucaklayacak bir lider olarak öne çıkarıyor. Osman Okumuş’un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin onayıyla adaylığını resmileştirmesi halinde, Kahramanmaraş’ın yeni bir döneme adım atacağına şüphe yoktur. Zaman bugündür ve Osman Okumuş’un liderliğinde Kahramanmaraş’ın geleceği daha parlak görünüyor.
News
